SINAİ MÜLKİYET KANUNU ÇERÇEVESİNDE TASARIM HUKUKUNDA YENİLİK VE AYIRT EDİCİLİK KRİTERLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ

Fikri Mülkiyet Hukuku, Tasarım Hukuku

 

1.GİRİŞ

6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun (“SMK”) 55. maddesinde tasarım; “ürünün tümü veya bir parçasının ya da üzerindeki süslemenin çizgi, şekil, biçim, renk, malzeme veya yüzey dokusu gibi özelliklerinden kaynaklanan görünümü”şeklinde tanımlanmıştır. Buna göre bu tanım kapsamında yer alan tüm özgün ürün görünümleri tasarım niteliğindedir. Ancak bu husus, ilgili görünümün, SMK kapsamında tasarım olarak tescili ve/veya korunması için sadece bir ön şart teşkil etmekte olup; yeterli değildir. Kanun’un 56. maddesinde düzenlendiği üzere; tescil ve/veya koruma, tasarımın yeni ve ayırt edici nitelikte olmasına bağlıdır.

 

Çalışmada, tescil ve hukuki koruma şartlarını oluşturan yenilik ve ayırt edicilik kriterleri ve bilgilenmiş kullanıcı nezdinde yapılacak değerlendirme hususları incelenmiştir.

 

2.TASARIM VE TESCİL KORUMASI İÇİN ARANAN NİTELİKLER

 

Tasarım, tasarımcının iç dünyasının dışa yansıması, yani onun yaratıcılığının sonucunun dış dünyadaki görünümüdür[1]. Ancak tanımdan, tasarımın yalnızca estetik bir ihtiyacı karşıladığı çıkarılmamalıdır. Bunun aksine tasarım işlevsellik ve verimlilik açısından da oldukça önemli nitelik taşıyabilmektedir.

 

Bir tasarımın 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu kapsamında öngörülen hukuki korumadan yararlanabilmesi, yeni ve ayırt edici nitelikte olmasına bağlıdır. Bu niteliklere sahip bir tasarımın kazandığı korumanın kapsamı da yine sahip olduğu ayırt edici nitelikle doğru orantılı olarak belirlenmektedir. 

 

SMK’nın 55. maddesinde tasarım; “ürünün tümü veya bir parçasının ya da üzerindeki süslemenin çizgi, şekil, biçim, renk, malzeme veya yüzey dokusu gibi özelliklerinden kaynaklanan görünümü” şeklinde tanımlanmıştır. 

 

Buna göre, bu tanım kapsamında yer alan tüm özgün ürün görünümleri tasarım niteliğindedir. Ancak bu husus, ilgili görünümün, SMK kapsamında tasarım olarak tescili ve/veya korunması için sadece bir ön şart teşkil etmekte olup; yeterli değildir. Kanun’un 56. maddesinde düzenlendiği üzere; tescil ve/veya koruma, tasarımın yeni ve ayırt edici nitelikte olmasına bağlıdır. Kanunda tasarım tesciline ilişkin hususlar, “Tasarım Hakkı ve Kapsamı” üst başlığında ve “Yenilik ve Ayırt Edicilik” ile “Kamuya sunma” alt başlıkları ile düzenlenmiştir.

 

a.Yenilik

 

Türk Dil Kurumu tarafından ‘yeni’; “o güne kadar söylenmemiş, görülmemiş, gösterilmemiş, düşünülmemiş olan” şeklinde tanımlanmıştır. Doktrinde yenilik; tasarımın mevcut olandan daha yeni/farklı olması, görülmemiş olması, daha önce kamuya sunulmamış olması şeklinde tanımlanmıştır. 

 

Fikri Mülkiyet adı altında bir hak türünün kabul ediliş nedeni, kişilerin fikri çabaları sonucu yarattıkları yeniliklerin korunmasıdır. Fikri ürünün taklidinde herhangi bir fikri çaba değil sömürme söz konusudur. Bu nedenle fikri mülkiyet haklarının hepsinde değişik anlamlarda da olsa yenilik şartına yer verilmiştir. Tasarım, faydalı model ve patentlerde koruma şartı olarak yeniliğin aranması, sınai mülkiyet hukukunun amacından kaynaklanmaktadır.

 

SMK, yenilik unsurunun tespitinde tescilli tasarımlar için başvuru tarihini esas almaktadır.  Dolayısıyla bir tescilli tasarımın yeni olup olmadığı değerlendirilirken, başvuru tarihinden önce ilgili tasarımın görülmemiş, düşünülmemiş, söylenmemiş, gösterilmemiş olması gerekir.  Bir tasarımın aynısı, tescilli tasarım için başvuru veya rüçhan tarihindenönce, tescilsiz tasarım için tasarımın kamuya ilk sunulduğu tarihten önce dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulmamış ise o tasarım yeni kabul edilecektir.

 

Yenilik değerlendirmesi, tescil sırasında Türk Patent ve Marka Kurumu (“TÜRKPATENT” veya “TPMK”) tarafındantescili istenen tasarımın Google, Yandex vb. arama motorlarında imaj araştırmasının yapılmasıyla resen gerçekleştirilmektedir[2].

 

Tasarım hukukunda yenilik, mutlak ve nispi yenilik olarak ikiye ayrılmaktadır. “Mutlak yenilik” kavramı ile bir tasarımın dünya çapında daha önce kamuya sunulmamış olması kastedilmektedir[3]. Buna göre, tasarımın aynısı dünyanın neresinde hangi zamanda kamuya sunulmuş olursa olsun yenilik ortadan kalkacaktır. Diğer bir ifadeyle, bir tasarımın yeni sayılabilmesi için, insanlık tarihi boyunca dünyanın hiçbir yerinde daha önce böyle bir tasarımın bilinmiyor olması gerekir. 

 

“Nispi yenilik” kavramı bakımından ise tasarımın tescilinin talep edildiği ülke veya bölgede bilinmemesi yeterlidir. Tasarımın tescil başvurusunda bulunulan ülke dışındaki ülkelerde biliniyor olması nispi yeniliği ortadan kaldırmaz. Geçmişte bilindiği halde unutulmuş olup günümüzde tekrar ortaya çıkarılmış olan tasarımlar da nispi olarak yeni kabul edilebilir.[4]

Bir tasarımın mutlak olarak yeni sayılabilmesi için, insanlık tarihi boyunca dünyanın hiçbir yerinde böyle bir tasarımın bilinmemesi gerekir.  Dolayısıyla tasarımın başvuru veya rüçhan tarihinden önce dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulmamış olması gerekmektedir. Nispi yenilikteyse, başka bir ülkede veya bölgede bilinen, ancak tasarımın tescilinin yapılacağı ülkede ve bölgede bilinmeyen tasarım yeni kabul edilecektir. 

 

Türk hukukunda mutlak yenilik yaklaşımı kabul edilmiştir. Nitekim Yargıtay da emsal kararlarında, tasarımın yeni olup olmadığı değerlendirmesini yaparken mutlak yenilik kriterinin esas alınacağını belirtmiştir. 

 

Tasarımın yeniliğini değerlendirilirken, yer ve zaman bakımından değerlendirme yapılacaktır. Yer bakımından değerlendirme yapılırken tüm dünyada tasarımın daha önce kamuya sunulup sunulmadığı incelenmelidir. Zaman bakımından yenilik değerlendirmesindeyse tescil tarihi esas alınarak daha önce söz konusu tasarımın kamuya sunulup sunulmadığı/tescil edilip edilmediği değerlendirilecektir.

 

Yenilik incelemesi kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında mahkemece re’sen araştırılmalıdır. Bir tasarımın mutlak yeni olduğu, herkes tarafından yeni bir tasarım olduğunun kabulü gerekmektedir. Tasarımın yenilik değerlendirmesi yapılırken, tüm toplumun gözünden bir değerlendirme yapılmalıdır. 

 

Gerek SMK m. 64/6-d çerçevesinde TÜRKPATENT gerekse mahkeme tarafından yenilik incelemesi re’sen yapılır[5]. Bu nedenle, tescili istenen tasarımın daha önce dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulup sunulmadığı, talep eden veya dava taraflarının sunduğu delillere ek olarak sektör bazında yapılan bir araştırmayla da desteklenmelidir. Yargıtay’a göre, dava konusu tasarımın yenilik unsuruna sahip olup olmadığı, bir başka deyişle, o tasarımın dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulmuş olup olmadığı hususu bilirkişi görüşüne başvurulmak yoluyla çözümlenmelidir[6].

 

b.Ayırt Edicilik

 

SMK kapsamında bir tasarımın tescil edilebilmesi ve tescilin sağladığı korumadan yararlanabilmesi için aranan bir diğer unsur ise ayırt ediciliktir. Yüzeysel olarak yapılan yenilik incelemesinden geçen tasarım, daha derinlemesine ve bazı kriterler kullanılarak yapılan “ayırt edicilik incelemesine” tabi tutulur. Bu nedenle, bir tasarımın koruma şartlarına sahip olup olmadığına asıl olarak ayırt edicilik araştırması sonucuna göre karar verilir. Ayırt edici nitelik kavramı, bir şeye özgü ve ona mahsus özellikleri belirtmek için kullanılır. Bir tasarımın ayırt ediciliği, onun başka tasarımlardan belli bir farklılık göstermesini ifade eder[7].

 

Ayırt edicilik; tasarımın yaratıldığı anda dış görünümünü oluşturan genel izlenim itibariyle, benzerlerinden farklı niteliklere sahip olup olmadığına göre belirlenmektedir. Ayırt edicilik unsuruna sahip olma, tasarımın önceki tasarımlar karşısında taşıdığı farklılıklar ve genel izleniminde yarattığı ayrışma sayesinde fark edilebilir olması ve ayrık tutulabilmesi anlamına gelmektedir.

 

Bir tasarımın SMK anlamında ayırt edici niteliğe sahip olması için bu tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde bıraktığı genel izlenim, herhangi bir tasarımın aynı kullanıcı üzerinde bıraktığı genel izlenimden farklı olmalıdır. Bunun için yenilik incelemesinde olduğu gibi ayırt edici nitelik incelemesinde de tasarımın başvuru veya rüçhan tarihinden önce kamuya sunulmuş tasarımlarla karşılaştırılması gerekir[8]. Ancak bu karşılaştırma yapılırken, yenilik incelemesinden farklı olarak, karşılaştırılan tasarımların benzerlik ve farklı özelliklerine değil, genel izlenimlerine yoğunlaşılmalıdır[9].

 

Ayırt edicilik değerlendirmesi bilgilenmiş kullanıcı nezdinde yapılmakla birlikte tescilli tasarım bilgilenmiş kullanıcılar nezdinde önceki benzerleri ile kıyaslandığında farklı algı ve izlenim oluşturamıyorsa SMK m.56/f.5 uyarınca ayırt edici olarak değerlendirilemeyecek ve TÜRKPATENT tarafından tescil başvurusu reddedilebilecek ya da mahkeme tarafından hükümsüz kılınabilecektir.

 

Tasarım hukukuna ilişkin uyuşmazlıkların çoğu ayırt edicilik ile bağlantılı olup, çözümlerinde belirleyici konumda bulunan kişi; bilgilenmiş kullanıcıdır. 

 

3.BİLGİLENMİŞ KULLANICI KAVRAMI VE AYIRT EDİCİLİK DEĞERLENDİRMESİ

 

Bir tasarımın ayırt edici niteliğe sahip olup olmadığı, kaynak AB düzenlemelerinde belirtildiği şekliyle; “informed user”tarafından gerçekleştirilir. Bu kavram Türkçe’ye “bilgilenmiş kullanıcı” olarak çevrilmiştir. Bu doğrultuda “bilgilenmiş” nitelemesinin, ayırt edicilik incelemesini yapacak kişinin tasarımlara ilişkin belli bir bilgi düzeyine sahip olması gerektiğini belirtme amacıyla kullanıldığı söylenebilecektir. Bu nedenle kimin bilgilenmiş kullanıcı olduğunu ve onun hangi özellik ve bilgiye sahip olması gerektiğini belirlemek önem taşır. Zira bilgilenmiş kullanıcının ürünle ilgili çok fazla bilgiye sahip olması gerektiğinin kabul edilmesi durumunda, küçük farklılıklar bile tasarımın genel izleniminin farklı olması sonucunu doğurabilecekken, daha az bilgiye sahip olmasının yeterli sayılması durumunda, küçük farklılıklar fark edilmeyecek ve karşılaştırılan tasarımların aynı olduğu düşünülebilecektir[10].

 

“Bilgilenmiş” kavramı zorunlu olarak, kişinin belli bir düzeyde bilgi sahibi olmasını gerektirir[11]. Bu kapsamda bilgilenmiş kullanıcının, belli bir düzeyde bilgi sahibi olması beklenen, tasarımın uygulandığı ürünü daha önce kullanmış olan varsayımsal bir kişi olduğu söylenebilir. Ancak bilgilenmiş kullanıcı, ilgili sektörde uzman bir kişi, üretici veya ürün satıcısı değildir. Buna göre, bilgilenmiş kullanıcının tasarımın uygulandığı ürünün sektörüne ilişkin her şeyi bilmesi ya da her değişikliği fark etmesi beklenmemektedir[12]. Bununla birlikte, bilgilenmiş kullanıcı herhangi bir tüketici de değildir[13] . Zira bilgilenmiş kullanıcı tasarımın uygulandığı ürünü düzenli olarak kullanan[14] ya da ürün kataloglarını inceleyip mağazaları ziyaret ederek yahut internet üzerinden araştırma yaparak ürün hakkında bilgi sahibi olan bir kişidir. Diğer bir deyişle, bilgilenmiş kullanıcı, söz konusu ürünle ilgili olarak daha önce kamuya açıklanmış önceki tasarımlara ilişkin bilgi sahibi olan dikkatli ve deneyimli bir kullanıcıdır[15]. Bu nedenle, sıradan bir tüketicinin gözden kaçırabileceği tasarımın önemli özelliklerini fark eder, ancak bir tasarım uzmanı kadar da bilgi birikimine sahip olmadığı için çok küçük ayrıntılarla ilgilenmez[16].

 

ABAD’ın PepsiCo kararında “bilgilenmiş kullanıcı bilgili kullanıcı kavramı, ortalama bilgiye sahip bir kullanıcıyı değil, kişisel deneyimi veya söz konusu sektör hakkındaki kapsamlı bilgisi nedeniyle özellikle dikkatli bir kullanıcıya karşılık gelmektedir” şeklinde tanımlanmıştır. 

 

Kavramı oluşturan “bilgilenmiş” ve “kullanıcı” olma unsurları lafzi anlamlarının ötesinde geniş yorumlanması gereken ifadelerdir. Bilgilenmiş olma; belli düzeyde bilgi sahibi olmanın yanında ilgili alanda kazanılan deneyim ve bu doğrultuda oluşan dikkat düzeyine de işaret etmektedir. Aynı şekilde kullanıcı kavramı; tasarımın uygulandığı ürünün kullanılması noktasında aktif ve karar verici konumda bulunan kişi gruplarının tümüne karşılık kullanılmaktadır. Buna göre bilgilenmiş kullanıcı; ilgili alanda mevcut tasarımlar hakkında geniş bilgi ve deneyim sahibi olup genel izlenimlerinden hareketle iki tasarım arasındaki farkı tespit edebilecek dikkat ve algıdaki farazi potansiyel kullanıcıdır.

 

Bilgilenmiş kullanıcı ilgili ürün sektöründe bulunan tasarımlardan haberdar ve bu sektör hakkında bilgi birikimine sahip olan bir kişidir. Bu itibarla, bilgilenmiş kullanıcının sahip olması gereken bilgi ve deneyim özellikle ilgili ürün ve piyasaya daha önce sunulmuş olan tasarımlara ilişkindir. Bu nedenle, bilgilenmiş kullanıcının kim olduğu tespit edilirken tasarımın uygulandığı ürün sektörü de önem arz eder. Zira bilgilenmiş kullanıcının kim olduğu tasarımın uygulandığı ürüne göre değişir. Buna göre, bir çatal kaşık çekmecesi için bilgilenmiş kullanıcı ev hanımı iken, bir bilgisayar oyunu için bazen 5-10 yaşlarında bir çocuktur. Tasarımın uygulandığı ürünün türüne göre, bilgilenmiş kullanıcı, nihai tüketici olabileceği gibi ara tüketici de olabilir. Bu çerçevede, otomobilin yedek parçasının tasarımı için bilgilenmiş kullanıcı ara tüketici niteliğindeki tamirci iken, otomobilin bütün olarak tasarımı için bilgilenmiş kullanıcı, nihai tüketici olan otomobili kullanan kişi olacaktır.

 

Bir tasarımın ayırt edici niteliğe sahip olması, o tasarımın genel izleniminin farklı olmasına bağlıdır. Tasarımın genel izlenimde farklı olup olmadığını belirlemek için onu diğer tasarımlarla karşılaştırmak gerekir. Ayırt edicilik incelemesine tabi tutulan tasarımın hangi tasarımlarla karşılaştırılacağı SMK m. 56/5 ile belirlenmiştir. Buna göre, incelenen tasarım tescilli ise başvuru veya rüçhan tarihinden önce, tescilsiz ise tasarımın ilk kamuya sunulduğu tarihten önce kamuya sunulmuş tüm tasarımlarla karşılaştırılır. Bu çerçevede, incelenen tasarımın uygulandığı ürüne ilişkin daha önce kamuya açıklanmış tasarımların, karşılaştırmanın konusu olduğu açıktır[17].

 

Ayırt edicilik incelemesinde önemli olan incelenen tasarımın karşılaştırıldığı tasarımdan farklı özelliklere sahip olması değildir. Farklı özelliklere sahip olmak tasarımı ayırt edici niteliğe sahip hale getirmek için yeterli değildir. Ayırt edicilik için önemli olan incelenen tasarımın genel izleniminin daha önce kamuya sunulmuş olan tasarımın genel izleniminden farklı olmasıdır.

 

4.YENİ VE AYIRT EDİCİ NİTELİKTE OLMAYAN TASARIM TESCİL BAŞVURULARI VE TESCİLLİ TASARIMLARIN DURUMU

 

Yeni ve ayırt edici olmayan bir tasarımın tescili talebi itiraz; tescilin gerçekleşmesi de hükümsüzlük nedeni sayılmaktadır. Bu kapsamda yenilik ve ayırt edicilik niteliği taşımayan tasarımlar, tescil talebi neticesinde itiraz ve nihayetinde tasarım tescil başvurusunun reddi neticesi doğurabilecektir.

 

Tescilli bir tasarım yönünden ise, tasarımın yenilik ve ayırt edicilik niteliklerini taşımadığı yönündeki itiraz bir hükümsüzlük davasının konusunu oluşturabilecektir. Hükümsüzlük, bir üst kavram olarak kullanılan ve geçersizliğin kastedildiği temel bir borçlar hukuku yaptırımıdır[18]. Tasarım hukukunda hükümsüzlük ise; tescil edilmiş veya tescil başvurusu yapılmış bir tasarımın, kanunda belirtilen durumların varlığı halinde dava yoluyla iptal edilmek suretiyle son bulması demektir[19].

 

SMK’nın 77. maddesinde hükümsüzlük nedenleri düzenlenmiş ve bu kapsamda “55 inci maddenin birinci ve ikinci fıkralarında yer alan tanımlara uygun olmadığı, 56 ncı ve 57 nci maddelerde belirtilen şartları taşımadığı, 58 inci maddenin dördüncü fıkrası ve 64 üncü maddenin altıncı fıkrasının (c) bendi kapsamında olduğu, başvurunun kötüniyetle yapıldığı ve bir fikri mülkiyet hakkının yetkisiz kullanımını içerdiği ispat edilmişse.” denilerek belirten şartları taşımayan; yeni ve ayırt edici niteliğe sahip olmayan tasarımların hükümsüzlüğünün ve dolayısıyla sicilden terkininin talep edilebileceği düzenlenmiştir.

 

5.SONUÇ

 

Tasarım, ürünün tümü veya bir parçasının ya da üzerindeki süslemenin çizgi, şekil, biçim, renk, malzeme veya yüzey dokusu gibi özelliklerinden kaynaklanan görünümüdür (SMK m. 55/1). Tasarımın belirleyici ve ayırıcı unsuru görünümdür. Tasarım koruması ürüne değil ürünün görünümüne ilişkindir.

 

Tasarımın SMK uyarınca tescilden ve dolayısıyla tescilin sağladığı hukuki korumadan yararlanabilmesi amacıyla yenilik ve ayırt edicilik kriterlerini taşıması öngörülmüş, her iki niteliğin birlikte mevcudiyeti aranmıştır. 

 

Türk hukukunda mutlak yenilik kriterinin benimsenmiş olması nedeniyle tescil başvurusu ve akabinde tasarımın daha önce dünyanın hiçbir yerinde kamuya sunulmamış olması aranmıştır. Mutlak yenilik kriterinin sağlanması ve söz konusu tasarım hususunda yetkili potansiyel kullanıcı niteliği taşıyan bilgilenmiş kullanıcı nezdinde yapılacak ayırt edicilik değerlendirmesi neticesinde mevcut tasarımlardan farklı, ayırt edici özellikte olan tasarım TÜRKPATENT nezdinde tescil edilebilecek, tescilin sağlamış olduğu hukuki korumadan yararlanabilecektir.

 

Tescil başvurusu sırasında yenilik değerlendirmesi re’sen, ayırt edicilik değerlendirmesi ise itiraz üzerine gerçekleştirilmesine karşın her nasılsa söz konusu kriterleri taşımayan bir tasarımın tescili durumunda söz konusu tasarımın mahkeme hükmü ile hükümsüzlüğü gündeme gelecek, hükümsüzlük kararı verilmesi akabinde söz konusu tasarımın hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilebilecektir.

 

KAYNAKÇA

Bently, L, Sherman, B. (2014). Intellectual Property Law, 4th Edition, Oxford.

 

Bozgeyik, H, Er, S (2019). “Tasarımlar İçin Kümülatif Koruma”, Ticaret ve Fikri Mülkiyet Hukuku Dergisi (TFM), 5 (1), s. 19-38.

 

Can, Ozan, “Tasarım Hukukunda Hükümsüzlük”, FMR C. 8 S. 2. 2008. s. 79.

 

Fatma Betül Çakır Çelebi, Tasarım Hukukunda Değer Parça İstisnası, s.37 (https://tez.yok.gov.tr/UlusalTezMerkezi/tezSorguSonucYeni.jsp

 

Güneş, İlhami. Endüstriyel Tasarım Tescilinin Sağladığı Hukuksal ve Cezai Koruma ile Uygulama Sorunları. FMR C. 7 S. 3. 2007. s. 13.

 

Grup Promer Mon Garphic v OHIM – PepsiCO, General Court, Suthersanen, s. 116; Livadariıu, s. 606; Karaaslan, s. 492; Suluk, Bilgilenmiş Kullanıcı, s. 391.

 

KUR, Annette/DREIER, Thomas/LUGINBUEHL, Stefan: European Intellectual Property Law, Edward Elgar, Cheltenham 2019, s.409-411; BEEBE, Barton: “Design Protection”, in Dreyfuss, Rochelle/Pila, Justine (ed.), The Oxford Handbook of Intellectual Property Law, Oxford University Press, Oxford 2018, s.585

 

Levin, M. (2018). The Harmonising Decision From Luxembourg, The EU Design Approach, (Ed. Annette Kur/ Marianne Levin/ Jens Schovsbo).

 

Livadariu, Andreea, The Induvidual Character For Design’s Protection According to Romanian Law, Challenges of the Knowledge Society, Intellectual Property Law.

 

Suluk, C. (2003). Tasarım Hukuku (Endüstriyel Tasarım – Marka – Patent ve Faydalı Model Karşılaştırmalı), Ankara (Tasarım Hukuku).

 

Suluk, C. (2001). Yedek Parça Tasarımlarının Korunması, Ankara (Yedek Parça)

 

Suluk, C. (2001) “Avrupa Birliği ve Türk Hukukunda Tescilli Tasarımları Koruma Şartları” Ankara Barosu Fikri Mülkiyet ve Rekabet Hukuku Dergisi, Y. 1, C. 1, S. 2001/2 (Koruma Şartları), s. 23-57.

 

Suluk, C, Orhan, A. (2008) Uygulamalı Fikri Mülkiyet Hukuku, C. III Tasarımlar, Ankara.

 

Suthersanen, U. (2000). Design Law in Europe, London. 

 

Suthersanen, U. (2010). Design Law: European Union and United States of America, 2nd Edition.

 

Şehirali Çelik, Ayırt Edicilik, s. 15; Bulling/ Langohrig/ Tillmann, s.115; Suluk, Tasarım Hukuku, s. 258.

 

United Kingdom Patents Country Court, Woodhouse (UK) plc v Aquila Design (2005) ECPCC 25 (2006) RPC1, Tritton, s. 568.

 

Saygılarımızla,

Zümbül Hukuk ve Danışmanlık

info@zumbul.av.tr

 

İnternet sitemizde bulunan her türlü bilgi ve belge Avukatlık Kanunu ve ilgili diğer mevzuat ile Türkiye Barolar Birliği’nin Avukatlık Meslek Kuralları dikkate alınarak Zümbül Hukuk ve Danışmanlık tarafından yalnızca genel bilgilendirme amacıyla hazırlanmış olup, bu yayınlarda kesinlikle reklam ve/veya ticari amaç güdülmemiştir. İnternet sitemizdeki her türlü bilgi ve belge genel geçer nitelikte olup hiçbir suretle bu yayınların eksiksiz, doğru, güncel ve güvenilir olduğu garanti ve taahhüt edilmemektedir. İnternet sitemizde yer verilen yayınlardaki bilgilerle ilgili olarak bir avukata/uzmana danışmadan söz konusu bilgi ve belgelere dayanılarak hareket edilmemelidir. İnternet sitemizdeki yayınlarda yer verilen linkler kamuya açık kaynaklardan elde edilerek yalnızca ziyaretçilerin diğer bilgi ve belgelere ulaşmasını kolaylaştırmak amacıyla bulunmaktadır. Bu linkler hiçbir şekilde link verilen kişi, kurum ve kuruluşları tavsiye ve/veya onay anlamına gelmemektedir. İnternet sitemizdeki yayınlar hiçbir şekilde hukuki danışmanlık sunulması veya internet sitemize herhangi bir suretle ulaşan ziyaretçiler ile avukat-müvekkil ilişkisi oluşturulduğu anlamına gelmemektedir. İnternet sitemizdeki tüm içerikler Zümbül Hukuk ve Danışmanlık mülkiyetindedir ve hiçbir içerik yazılı izin alınmaksızın kopyalanamaz, çoğaltılamaz ve atıf yapılmadan kullanılamaz.

 


[1] Güneş, İlhami. Endüstriyel Tasarım Tescilinin Sağladığı Hukuksal ve Cezai Koruma ile Uygulama Sorunları. FMR C. 7 S. 3. 2007. s. 13.

[2] 554 sayılı mülga KHK döneminde tasarım tescilinde incelemesiz sistem geçerliydi. Buna göre TPE (SMK ile birlikte “TPE” ibaresi “TÜRKPATENT” şeklinde değiştirilmiştir; SMK m.188) tasarımın yeni veya ayırt edici nitelikte olup olmadığını resen incelememekte, ancak bu hususları tescile itiraz halinde araştırabilmekteydi. Tescilin gerçekleştiği hallerde yenilik veya ayırt ediciliğin bulunmadığına ilişkin iddialar da hükümsüzlük veya tecavüz davasının konusunu oluşturmaktaydı. Görüldüğü üzere 6769 sayılı SMK ile bu sistem terk edilmiş ve yarı incelemeli tescil sistemine geçilmiştir. Buna göre TÜRKPATENT tasarım tescil başvurularını şekil ve yenilik kapsamında değerlendirmekte, ancak ayırt ediciliğe ilişkin herhangi bir inceleme yapmamaktadır (SMK m.64). Kaynak AB hukukunda ise tasarımlar, esasa ilişkin ayrı bir değerlendirme yapılmadan; 6/2002 sayılı Tüzük’ün 4. ve 9. maddeleri uyarınca, sadece tanıma ve ahlak kurallarına uygunluk kapsamında şeklen incelenerek tescil edilmektedir; ayrıntılı bilgi için bkz. KUR, Annette/DREIER, Thomas/LUGINBUEHL, Stefan: European Intellectual Property Law, Edward Elgar, Cheltenham 2019, s.409-411; BEEBE, Barton: “Design Protection”, in Dreyfuss, Rochelle/Pila, Justine (ed.), The Oxford Handbook of Intellectual Property Law, Oxford University Press, Oxford 2018, s.585

[3] Bozgeyik/Er, s. 21; Suluk, Koruma Şartları, s. 91; Suluk, Tasarım Hukuku, s. 234.

[4] Suluk, Koruma Şartları, s. 29; Suluk, Yedek Parça, s. 31; Suluk, Tasarım Hukuku, s. 235; Tekil, s. 243

[5] Mutlak yenilik kriterinin kamu düzeninden olduğundan mahkemece re’sen dikkate alınacağına ilişkin bkz. 11. HD E.2013/17456 K.2014/5856 T.26.03.2014, 11 HD, E.2015/13749, K. 2017/2336, T.24.04.2017,

[6] 11 HD, E. 2008/10964, K. 2010/6384, T. 23.07.2010; Yargıtay’ın aynı yöndeki kararları için bkz. Yargıtay’a göre, bir tasarımın yeni olup olmadığının belirlenmesi bilirkişi incelemesine muhtaçtır, 11. HD., 14.12.2012, E. 2002/5715, K. 2002/10398; 11. HD., 12.11.2002, E

[7] Tekil, s. 246

[8] Bently/Sherman, s. 737; Suluk, Yedek Parça, s. 40; Kur/ Dreier, s. 356; Cook, s. 465; Suluk, Koruma Şartları, s. 35.

[9] Suluk/Orhan, s. 157; Bently/Sherman, s. 114; Livadariu, s. 605.

[10] Bently/Sherman, s. 738.

[11] Şehirali Çelik, Ayırt Edicilik, s. 15; Bulling/ Langohrig/ Tillmann, s.115; Suluk, Tasarım Hukuku, s. 258.

[12] Bently/Sherman, s. 738; Levin, s. 58.

[13] Suthersanen, s. 116; Bently/Sherman, s. 738; Embley/ Bamford/ Hancock, s. 287.

[14] United Kingdom Patents Country Court, Woodhouse (UK) plc v Aquila Design (2005) ECPCC 25 (2006) RPC1, Tritton, s. 568.

[15] Grup Promer Mon Garphic v OHIM – PepsiCO, General Court, Suthersanen, s. 116; Livadariıu, s. 606; Karaaslan, s. 492; Suluk, Bilgilenmiş Kullanıcı, s. 391.

[16] Suluk, Bilgilenmiş Kullanıcı, s. 390; Suluk, Tasarım Hukuku, s. 258.

[17] Fatma Betül Çakır Çelebi, Tasarım Hukukunda Değer Parça İstisnası, s.37

[18] Can, Ozan, “Tasarım Hukukunda Hükümsüzlük”, FMR C. 8 S. 2. 2008. s. 79.

[19] Can, s. 80.