AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİNİN BREYER v. ALMANYA KARARI

(Başvuru No. 50001/12)

04 Şubat 2020

Ön ödemeli SİM kart kullanıcılarını tanımlama amacıyla yapılan veri toplama faaliyeti özel hayatın gizliliğini ihlal etmez.

Breyer v. Almanya davasında, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, altıya karşı bir oyla Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 8. maddesinin (Özel ve Aile Hayatının Mahremiyeti) ihlal edilmediğine karar verdi.

Somut olay ön ödemeli SİM kart kullanıcıların verilerinin telekomünikasyon şirketleri tarafından saklanması ile ilişkilidir. Alman vatandaşı Patrick Breyer ve Jonas Breyer, 2004 yılında yürürlüğe giren Telekomünikasyon Yasasındaki değişiklik maddelerine karşı Federal Anayasa Mahkemesine başvurmuştur. Söz konusu değişiklikler, 111, 112 ve 113. maddeler de dahil olmak üzere, servis sağlayıcılarına müşterilerinin verilerini toplamayı ve depolamayı zorunlu kılmakta ve yetkililer tarafından bu verilere erişime de izin vermektedir.

24 Ocak 2012 tarihinde, Federal Anayasa Mahkemesi, işbu maddeleri hukuka uygun, orantılı ve makul bulmuş, şikâyeti reddetmiştir.

27 Temmuz 2012 tarihinde dava Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne taşınmış, şikayetçiler, Patrick Breyer ve Jonas Breyer, şikayetlerini Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin madde 10 (İfade Özgürlüğü) ile madde 8 (Özel ve Aile Hayatının Mahremiyeti) hükümlerine dayandırmışlardır.

Mahkeme, devletlerin ulusal güvenliğin sağlanması hususunda bazı “takdir hakları” olduğunu belirtmiş ve bu takdir hakkı kapsamında veri depolama zorunluluğunun iletişim araçlarındaki ve davranışlarındaki değişime uygun bir müdahale olduğunu ifade etmiştir. Mahkeme şikayetçilerin haklarına müdahalenin demokratik toplum çizgisi sınırlarında yasal ve amaçlar dahilinde olup olmadığını incelemiş ve Anayasa Mahkemesi ile aynı paralelde karara varmıştır. Buna göre, kişilerin verilerinin sınırlı bir şekilde depolandığı ve hassas kişisel verilerin depolanmadığının gözlemlendiği belirtilmiş; ayrıca, depolama süresinin makul olduğu da not düşülmüştür.

Mahkeme bununla birlikte verilere erişimi düzenleyen maddeleri incelemiş, değişikliğin 112. maddesi kapsamında devletin veri erişimi talep edebileceği durumların oldukça sınırlı ve belirli bir şekilde düzenlendiğini ve aynı zamanda tüm bu durumların hukukun uygulanması ve ulusal güvenliğin korunması ile ilgili olduğunu ifade etmiştir.

Sonuç olarak, Mahkeme, Almanya’nın “takdir hakkını” ulusal güvenlik ve suçla mücadele kapsamında orantılı olarak kullandığına karar vermiş, şikayetçilerin verilerinin depolanmasını da demokratik toplum gerekliliklerinin sınırları içerisinde olduğu sonucuna ulaşmıştır.

İlgili Karara buradan ulaşabilirsiniz.

Konuya ilişkin soru ve/veya yorumunuz olması halinde, bizimle her zaman iletişime geçebilirsiniz.

Saygılarımızla,

Zümbül Hukuk ve Danışmanlık

info@zumbul.av.tr