TIBBİ İHMAL SURETİYLE KİŞİNİN MADDİ VE MANEVİ VARLIĞINI KORUMA HAKKINI İHLAL

-04.04.2019 Tarihli ve 2015/6926 Başvuru Numaralı Anayasa Mahkemesi Kararı-

 

8 Mayıs 2019 tarihli ve 30768 Sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan, 04.04.2019 tarihli, 2015/6926 başvuru numaralı Anayasa Mahkemesi Kararı’nda; tıbbi ihmal sonucu gerçekleşen sakatlık nedeniyle kişinin maddi ve manevi varlığını koruma hakkının ihlal edildiği sonucuna ulaşılmıştır.

Söz konusu Anayasa Mahkemesi Kararına konu somut olayda;

  • Başvurucu, sol bacağından gerçekleştirilen ilaç enfeksiyonu sonucunda sakat kalmıştır.
  • Sağlık Bakanlığı’na başvuruda bulunarak sol bacağının kullanılamaz hale gelmesi sebebiyle maddi ve manevi zararlarının tazmin edilmesi talebinde bulunmuş ve bu talebi zımni olarak reddedilmiştir.
  • Başvurucu bunun üzerine idare mahkemesinde açtığı tam yargı davasında, yapılan enjeksiyon işlemi sonrasında bacağında önce uyuşma, sonra ağrı başladığını, aynı sağlık kuruluşundaki doktora yeniden müracaatı sonrasında doktorun kendisini muayene ettiğini ve şikayetini içeren küçük bir kağıt ile başka bir devlet hastanesine sevk edildiğini, bu sevk edilen hastaneye gidip birçok tetkik ve tedavi olduğunu fakat netice alamadığını, yapılan enjeksiyon işlemi nedeniyle sol bacağının kalıcı olarak kullanılamaz hale geldiğini, sürekli olarak başkalarının yardımına muhtaç olduğunu ve yürüyemediğini belirtmiş ve bu sebeple maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmuştur.
  • Davalı idare ise esasa ilişkin cevabında sağlık hizmetlerinden zarar gördüklerini iddia edenlerin tazminat talep etmeleri halinde idarenin kusurlu olduğunu kesin ve açık bir şekilde ortaya koyması gerektiğini belirtmiş ve yapılan yargılama neticesinde davacının bu koşulları yerine getirmediğini ileri sürerek davanın reddine ilişkin hüküm kurmuştur. 
  • Danıştay 15. Dairesi de ilk derece mahkemesinin kararını onamış; davacının karar düzeltme talebi de reddedilmiştir. İşbu sebeple başvurucu 24/4/2015 tarihinde Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulunmuştur.

Anayasa Mahkemesi yapmış olduğu değerlendirme ve incelemeler neticesinde;

  • Maddi ve manevi varlığı kapsayan hukuki sorumluluğu ortaya koymak adına adli ve idari yargıda açılacak tazminat davalarında makul derecede dikkatli ve özenli inceleme şartının Anayasa'nın 17. maddesi bağlamında değerlendirilmesi gerektirdiğini ve idarenin bu yönde inceleme yapmadığını,
  • Tıbbi müdahale sonucunda vücutta sakatlık ya da maddi ve manevi varlığı zedeleyen diğer rahatsızlıkların meydana geldiği vakıalarda teşhis ve tedavi sürecindeki verilerin kaydedilmesi ve makul sürede saklanması gerektiği sebebiyle başvurucunun atfettiği sağlık kuruluşunun sorumlu bulunması gerektiğini,
  • Başvurucuyu muayene eden doktorun sorumluluğunun tespiti için ilk derece mahkemesinin sağlık kuruluşunun sorumluluğuna ilişkin yeterli değerlendirme yapmadığını ve bu durumda idare mahkemesince yapılan incelemenin “etkili yargısal sistem kurma yükümlülüğüne” uygun nitelikte bir inceleme olmadığını,
  • Sonuç olarak; başvurucuya uygulanan enjeksiyonun yapılış şekli bakımından hata olup olmadığının yeterli şekilde değerlendirilmediğini, işbu sebeple Anayasa'nın 17. maddesinde güvence altına alınan kişinin maddi ve manevi varlığını koruma hakkının ihlal edildiğini, bu ihlal sonucunda ilk derece mahkemesinde yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunduğunu ve ihlale ilişkin durumların ortadan kaldırılması gerektiğini,

belirterek kararın yeniden yargılama yapılmak üzere ilgili idare mahkemesine gönderilmesine OY BİRLİĞİYLE karar vermiştir.

Söz konusu Anayasa Mahkeme Kararı metnine buradan ulaşabilirsiniz.

Konuya ilişkin herhangi bir sorunuz ve/veya yorumunuz olması halinde, bizimle her zaman iletişime geçebilirsiniz.

Saygılarımızla,

Zümbül Hukuk ve Danışmanlık

info@zumbul.av.tr

 

__

* gerekli alanlar

__ (0)